Düşünceye saygı

Herhangi bir konu hakkında çevremizdeki biri veya birileri ile fikir alışverişlerinde bulunurken genelde çok fazla düştüğümüz bir hata var. "Benim dediğim doğrudur" yanılgısı. İddiamızın yanlış olabileceğini (tabi tam emin değilsek)düşünerek tartışmaya başlamak hem karşı düşünceninde doğru olabileceğini düşünmemizi sağlar, hemde kendi düşüncemiz üzerinde belkide biraz daha araştırma yapmamız gerektiğini bize hatırlatır. Tartışma ortamlarının "Ben daha iyi bilirim" egosunun tatmin yeri değil aynı zamanda bilgilenme ve aydınlanma ortamları olduğunun anlaşılması gerekir. Kısaca önce tartışmayı öğrenebilmeyi ve karşı düşüncelere katılmasakda saygı duymalıyız.

İşte beynimizi durduran 10 fren!

Vücudumuzu yöneten beynin, bazı baskılarla görevini yapamaz hale geldiği biliniyor. Yapılan bir araştırmada beynin düşünce ve tasarım yeteneğini en çok korku ve stresin engellediği belirlenmiş. Beynin pırıltısını önleyen 10 unsur ise şöyle; Korku: Düşünceleri felce uğratıyor ve sağlıklı düşünmeyi engelliyor. Bu durumda kesin olarak korkunuzun kaynağını bulmanız gerekiyor.Stres: Beyni en fazla durduran stres, fazla yüklenme anlamına geliyor. Çözüm: Görev dağılımı yapın, reddetmeyi öğrenin ve çok vaatte bulunmayı terkedin. En önemlisi de kalbinizi takviye edip, huzura kavuşturun. Bunu nasıl yapacağınızı biliyorsunuz. Telaş: Yeteri kadar zaman olmadığını düşünüyorsanız, birinci derece önemli ile ikinci derece önemli ayırımı yapın.Kurallar: Düşünmenizi engelleyen ilkelerinizi gözden geçirin ve kontrol edin.Rutin olmak: Tek düze giden haya-tınızda değişik uğraşılar bulun. Yeni şeyler keşfetmeye açık olun. Malum, rutin dışına çıkmak moda.Dikkat: Yeni şeyler keşfetmek ve tasarlamak için dikkat şart. Ancak çokça dikkatinizi çeken ve sizi rahatsız eden şeyi ortadan kaldırın. (Amman yanlış anlaşılmasın; yok edin değil, gözünüzden uzak tutun.)Zaman baskısı: Yapacaklarınızı planlayın ancak ertelemeyin. Planınızı şartlara göre güncelleştirin.Şüphe: Beyninizi kemiren bu hastalıktan kendinize güven duymakla sıyrılabilirsiniz. Kendinize güveninizi bir şeyi başarmak ve sonuca erdirmekle kazanabilirsiniz.İsteksizlik: Yaptığınız şeyden hoşlanmıyorsanız, sevebileceğiniz yeni hedefler arayın. Hedef sözünü de çekip uzatmayın. Yani yeni işler, yeni amaçlar.Kararsızlık: Kararsızlığın ilacı; bilgisine ve tecrübesine güvendiğiniz insanlarla danışarak alacağınız kararlardır.

BUGÜNÜ DÜŞÜN YARINI UNUT

Dün geçti artık, bugünü düşün. Bakalım kısmetinde yarın var mı?
Kapılma yüzüne gülenlere, bakalım hepsi dost, hepsi yâr mı?
Bil güzel günlerin değerini, ömrün her mevsimi bahar mı?
Sor senden büyüklere bir kere, onları üzen dertler, acılar mı
Yoksa,saçlarına, sakallarına düşen, şakaklarına yağan kar mı?
Güvenme gençliğine, güzelliğine;ölenlerin hepsi ihtiyar mı?

Kitap Okumak:Güzellik Dokumak

Kitap okumak: İyiliğe, güzelliğe uzanan, içinde binbir renk ve desen bulunan bir halı dokumak.Kitap okumak: Kardan, kıştan kurtulmak, bahar olmak, çiçek açmak, arıya dönüşerek; çiçeklerden bal yapacak malzeme taşımak Kitap okumak: Sanat, bilim deryasına dalmak, yılana, yalana sarılmadan yaşamak.Kitap okumak: Düşünce ve duygularına yeni ufuklar açmak, mutluluğun gökyüzünde güvercin uçurmak.Kitap okumak: Özlemlerine, umutlarına kanat takmak, erdem ve özveriyle tanışmak.Kitap okumak: Yazarlardan aldığı güçle bilgisizliğin, bilinçsizliğin karanlığını delmek, acılarını unutup gülmek, aydınlık sabahlara uyanmak; kötülere, çirkinlere meydan okumak.Kitap okumak: Sevmenin, sevilmenin, insan olmanın değerini, önemini anlamak, uygarlaşmak, gelecek güzel günlere yelken açmak